1 Aralık 2012 Cumartesi

Edrune Tava Ciğercisi


İstanbul'dan kalkıp Edirne'ye sırf tava ciğeri yemek için gidenleri çok duydum. Ben de düşünmedim değil ama sırf tava ciğeri ise mesele, kesinlikle İstanbul'da orayı aratmayacak bir adresi inceleyeceğiz bu akşam. Ataşehir'de tek şubeye sahip Edrune Tava Ciğercisi... Mekanın hikayesi de ilginç... Trakya Üniversitesinde okuyan iki ev arkadaşının üniversiteden iş hayatına uzanan bu beraber yolculuğu Edirne'nin en sevdikleri lezzetini İstanbul'a başarıyla taşımalarına sebep olmuş. Çok da iyi olmuş.




Şimdi biraz mekanı ve lezzetleri konuşalım. Mekan mavi ve beyaz ağırlıkta küçük salaş bir mekan. Oldukça sıcak bir ortamı var.







Boş bir yer bulup oturduktan sonra ilk söyleyeceğiniz şey ciğerden önce mutlaka cacık olmalı. Bunu sakın es geçmeyin aman altı üstü cacık demeyin. Çünkü büyük kayıp olur.


 Daha sonra tabiki ciğer... Buranın ciğeri bildiğiniz ciğer değil, kesinlikle ağır bir kokusu yok. Ciğer sevmeyenlerin bile müptelası olabileceğini düşünüyorum. Hele ciğerle servis edilen yöreye has doğal yoldan özel kurutulmuş kırmızı biberler acı severlerin vazgeçilmezi olabilir. Edirne Karaağaç mahsulü olan bu biberler Karaacı diye biliniyormuş ve oldukça acıymış. Ben çok acı yiyemediğim için denemedim ama deneyenler çok beğendi.


Son olarak bir de köfte ve etine değineceğim. Ortaya bir tabak karışık köfte ve et söylemiştik. Tadımlık... Kullandıkları et de inanılmaz güzel. Köfteler 150 gr'lık ortalamanın üstü büyüklükte ve kişi başı bir tane olarak geliyor. Ciğer yemem diyenler için böyle bir seçenek de mevcut...

Ben böyle özünü korumuş yerleri açıkcası çok seviyorum. İşi büyütme derdine düşmeden kaliteli iş yapmaya özen gösteren yerler her zaman tercihim. Eğer gitme imkanınız olursa ne demek istediğimi de anlarsınız diye düşünüyorum. Şimdiden afiyetler ola :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder